Kahve: Yirmi Üçüncü Gün


Çeyreği bitti takvimin. Kaldı dörtte üç. Bu haftam gayet verimsiz geçti diyebilirim. Olabilir. Bazen günlük hedeflerimden uzaklaşabilirim. Kafam bozuktu biraz. Bunu bir kenara bırakıp, ilk çeyreğin toplam özetine bakarsak, keyif verici bir hareketlenmenin varlığını görmezden gelmek ayıp olur. İlginç bir şey söylemek istiyorum.

Burada, kendi evrenimle alternatif evren arasında bir köprü kurmuş gibi oldum. Bütüne bakarak, yoldan çıkmamayı başarabiliyorum. İlk kez oluyor. Sağolsun buralar. Yoksa çoktan (ve kaçıncı kez) çöp olmuştu planlarım.

Günlük skorlarımı ve minik adımlarımı bu hafta biraz bekletmiş olabilirim. Fakat, bütünden kopmadım, bu bile bir depo eritmek. Benim için dev gelişme. Boş da durmadım aslında. Sağlık rutin kontrollerimi tamamladım. İş koşturdum. Bazı ailesel mevzular hallettim. Tabi, gün sonunda depolarım adına koparabildiğim elle tutulur pek bir şey olmadı. Olanlar da var. Aksayan da var. Şimdi kalan süremde, kaldığım yerden toplamaya devam etmek istiyorum. 

İçimde, bitmek bilmeyen bir coşku var. Tam neyin coşkusu bilmiyorum. Bir şeye içten inanmanın olabilir.





Share:

3 yorum:

  1. Gerçekten bende de o disiplin oluştu, arkaplanda sürekli aklımda depolarım. Program değişikliğinde kafamda sürekli ne zaman yapabilirim’ler. Sanırım en azından bu açıdan kotardık 🙏🏼

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "arkaplanda sürekli aklımda depolarım" demeye gelmiştim, denmiş bile :) ben de aynı şekilde hissediyorum sayenizde. yazmayı beceremesem de bu blogu takip etmek de sürecin büyük parçası oldu benim için. hafifliyiciiz hep beraber!

      Sil
  2. evet hırs ve 'yapamadım tüh' gibi şikayetler düğmemi kapattım sonunda ben de.

    YanıtlaSil