Kahve: Onaltıncı Gün (Yangından Mal Kaçırmak)




Zamanla kavgayı bitirdik, hayatı basitleştirdik- peki? Her şey gürül gürül akıyor mu? Bir düğmeye bastım ve takır takır işliyor muyum? O gün yastığıma kafayı koyduğumda 'vay be bugün de yapılması gereken tüm işleri tamamladım' diyor muyum?

 Maalesef hayır. Fakat ilginç bir şey buldum: Yangından mal kaçırmak! 

Şimdi, bazı günler yangın yeri gibi oluyor hayat. Ansızın işten bir telefon geliyor ve sizin hiç planınızda olmayan bir iş isteniyor. Aksilikler çıkıyor, yeniden düzenlemeler gerekiyor ve sizin 2 saat süreceğini tahmin ettiğiniz o çalışma 2 gününüze mal oluyor. Ya da.. çocukla ilgili bambaşka gündemler sahne alabiliyor, hiç olmadı sizin o gün canınız dışarı çıkıp bira içmek istiyor.

Normalde mükemmeliyetçi ben, bu durumlarda, depo boşaltma organizasyonunu olduğu gibi çöpe atar ve kendime yeni bir tarih belirleyip 'bu kez hatasız olacak, hiçbir sorun çıkmayacak' derdi. Kırılgan ben ise bu durumlarda boyun büker 'yapamıyorum, olmuyor, kararlarıma sadık kalamıyorum' derdi. Manyah mısın gızım ya, diyenler olacaktır. Manyağım abi. Ben kendimi köşeye bu yüzden sıkıştırdım işte zaten. Mükemmel olmayıversin, gerçekçi ol, kendine gel, ayakların yere bassın demek için bu proje işi. 

Böyle yangınlı günlerde, yangından mal kaçırıyorum ve bu hoşuma gidiyor. O gün ne yapsam yanıma kar kalacak şekilde, kaptığımı kapıyorum. 1 saatlik okumayı yapamadıysam, 2 paragraf bir şey okuyorum. Kaptığımı kaparım, az ya da çok. Alacağımı alırım günden. Bazen saçma şeyler de kaptığım oluyor. Mesela spor yerine markete yürüyerek gitmiş olmak- parkta Doğu oynarken, benim 15 dakikacık yürüme yapmış olmam gibi. Hatta bir kez ciddi saçma bir şey kaptığım olmuştu. Hafta içi akşamları dinlenme saatinde 'bugünle ilgili bir çizim yap' rutini koydum kendime. Bu çizim sadece bir kafa da olabilir, bir ağaç da, bir çizgi de... Zaten çizim konusunda amacım sanatsal bir uğraş değil, bir şeyleri anlatmanın farklı bir çeşidini denemek. Eğlenmek yani... O çizimi o gün yapamadığım için gece yatağa girince kafamda tasarlamıştım. Baya kafamda çizdim, baloncuğun içini doldurdum, rengini filan seçtim, ehehe diye güldüm bir de. O gün de onu yangından kaçırdım anlayacağın. 

Yangından mal kaçırmak, günü bir banka gibi görüp, ondan koparacağın parayı almak gibi bir şey. Ertesi gün alabileceğin miktar belli, neden bugün alacağım üç beş bozukluk parayı küçümseyim ki? Onu da alır koyarım cebime. 

Kısacası, amacım mükemmel tıkır tıkır işleyen bir günden ziyade, ne yapsan kar yönüne kıvrıldı. Uzun vadede nasıl bir getirisi olur bilmiyorum. Sonuçta bu depoları boşaltma takvimi 'nasıl daha verimli yaşarım' sorusunun peşine düştüğüm bir süreç değil. Baya baya depomu boşaltmak ve kendimi özgür bırakmak için kolları sıvadığım bir süreç. Gerçi yangından mal kaçırmak, sadece zor günlerin tesellisi. Ne de olsa aksilikler her zaman olmuyor. Yeter ki her şeyin mükemmel olacağı beklentisinden uzaklaşayım. Yoksa bu depolar 2019, 2020, 2021 ya da 40 yaş kararlarına itelenecek.

Neydi o laf? Mükemmel, yeterlinin en büyük düşmanıdır.

bugünün rızkı





Share:

2 yorum:

  1. Aaa çok ilginç bir şeyi hatırladım. Bir nöropsikolojik araştırma okumuştum. İnsanları "gün içinde 5 dakika spor yaptığını "hayal etme", gerçekten spor yapma ve hiç yapmama gibi 3 gruba ayırmışlardı ve sonuçlarda hayal etmenin bile beyin kimyasında olumlu etkisi olduğunu bulmuşlardı, enteresan bak şimdi onu hatırlattı bana bu yazdıkların..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayy bu niyet etmenin gücü olmasın Ceren? Cok hoşuma gitti bu araştırma ❤ istediginiz seyleri en ince detayiyla hayal edin falan diyorlar ya belki beyni boyle boyle costurup o motivasyonla harekete geciriyorlardir. Olabilir mi? Olabilmeli su an cok gaza geldim :)))

      Sil