Neden Böyle Bir Blog Açtım?


Daha doğrusu neden depoları boşaltıyorum, stokları eritiyorum? Bu, neyin deposu, kimin stoğu? Akla ilk gelen 'bu kız kilo mu vermek istiyor, totosunu depoya mı benzetti, kendine challenge mı yaptı?' türünde bir soru olacak olsa da, durum oldukça ironi içeriyor.

Şöyle; ben 35 senedir, yerli yersiz 'aa bunu mutlaka yapmalıyım' ya da 'bu Pazartesi yapmaya başlarım' mottosuyla yaşamış, herhangi bir insanım. Herhangi diyorum, malum hangimiz herhangi değiliz ki? Ya da hangimiz ertelemiyoruz ki? Fakat 35 sene? Hadi bunun ilk 15 senesi sayılmasın. 20 senedir, erteleme hastalığı yüzünden hayattaki yerimin giderek 'ertelememiş olsaydım neler olurdu?' çukuruna ilerlediğini gözlemiyorum. Ertelemek bende bir ata sporu olarak geçmişten gelmiş ve geniş zamanıma yerleşmiş.

Sinyalleri yanlış almadıysam, beynim de bundan muzdarip. Bir şeyleri sürekli ertelediğinizde ve o ertelediğiniz şeyler gündeminizden de -inatçı gibi- düşmediyse, dönüp dolaşıp yine aynı şehvet uyandırıcılıkta karşınızda belirdiyse? Beyniniz size şu sinyalleri vermeye başlıyor:

'Yapmadın, tembelsin'
'Yapsan neler olurdu kim bilir?'
'Hadi yapsana'
'Aldığın kararları uygulamıyorsun, çok nanaysın'
'Yine mi vazgeçtin?'
'Sana güvenmiyorum'
'Korkuyor musun yoksa?'
'Bu kez olacak gibiydi?'
'Cesaretin mi yok'
'Bak yapanlar aldı yürüdü, sen kaldın'

eeeyh ama!

İşte beyin kafanızı zikiyor ve inanın bu hiç tekin değil. Yapsam neler olurmuş kim bilir. Bi zik olmayacaktı belki? Hayatımda hiçbir şey değişmeyecekti. Ama gel de bunu kendime anlat. Bunu hayatımızın bir çok bölümünde hissedebiliriz, bak.

Kitaplığına göz at mesela. Hevesle alıp da okumadığın kitaplar... verilemeyen kilolar, gidilemeyen konserler, yapılamayan yogalar, öğrenilemeyen İspanyolcalar, dolabında 'çokacaiptatlıolur' kombin hayaliyle alınıp yerleştirilmiş giysiler... hatta bazen sağlıklı yaşam hevesi uğruna aldığımız 'trend'- son tüketim tarihi olan ve bu şekilde çöpe giden gıda ürünleri. Dünyada yaşanan açlık gerçeğine hiç girmiyorum bile. Fakat depolarımıza dolan o ağırlık hissi. Depoların bir türlü boşalamaması yüzünden, stokları eritememekten bir sonraki yola geçememek? Dönüp dolaşıp aynı başlangıçta, giderek daha bitkin kalmak?

Bu ağır hisler hemen olmuyor blog. Yıllar içinde oluyor. Zihinde rutubet yapıyor. Ve daha bir sürü şey! Kendi özgürlüğümüze kastımız ne?

İşte bu gibi nedenlerle sana geldim ben. Hazır, şiirde iddia edildiği şekilde ortasındayım hayatın (inanmıyorum öyle bir ortaya ama), yeni seneye kadar kalan sürede, yani tam 100 gün -yap yapamadıklarını, koştur atlarını, bakalım nereye varacaksın dedim. Madem yapamadıkların yüzünden yenisine geçemiyorsun. Aklın hala oralarda. O halde, hallet, tamamla yarım kalanlarını - hiç başlayamadıklarını. Veya içlerinden sana hiç uymayan varsa, hakkıyla elemek için fırsat. Elbette sana iyi geliyorsa, faydalanmak için bir şans. Çünkü biliyor musun, bir söz var; yürümeye başlamadan yol görünmez. Öyle yapar gibi yapmakla olmuyor bazı şeyler- yap ya da konuyu kapat.

Böyle böyle depoları boşaltmayı hedefliyorum işte blog. Tam tarihim 22 Eylül Cumartesi başlıyor. Ve yılın son günü (2018) bitiyor.

Depolarımda neler var, hangi konuda stokları eritiriyorum- sonraki yazının konusu olsun.

Depoları boşaltıyoruz!


Share:

16 yorum:

  1. hislerime tercüman olmuşsunuz

    YanıtlaSil
  2. Allah'ım işte bu. Düşünmekten beynimdeki devrelerin yandığını gerçek anlamda hissedebildiğim zaman dilimleri oluyor. Oysa düşünmek veya ilgili konuda bir sürü bilgi okumak yerine harekete geçmiş olsam büyük işler başarabilirdim. Teknik olarak seminer verecek kadar bilgili olduğum ama pratiğine hiç başlamadığım o kadar çok konu var ki...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. naptık da böyle ağırlaştırdık kafalarımızı biz ya, yazık bize.

      Sil
  3. Belki de gereğinden fazla şey yapmaya zorlaniyoruzdur.

    YanıtlaSil
  4. offff işte ben! çok heyecanlı, devamını okumaya gidiyorum hemen. sen yaparsan ben de aşka gelebilirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sende de mi? senin güzel tekniklerin oluyor zaman zaman gerçi. ben de onlardan iyi faydalandım çoğunlukla.

      Sil
  5. Peki ben bunu nasıl kaçırmışıııııııım.valla acayip moralim bozuldu ...ben de iyi takipçiniz sanıyordum kendimi

    YanıtlaSil