Bir objeye çok uzun süre çok yakından bakarsanız objenin
şeklini unutabilirsiniz. Ağlayıp duruyorum. “Baba travmam var da baba travmam
var! Beni onaylamadı, arkamda durmadı, yanımda olmadı!!!” Sıkıntıyı tespit
ettim ama ilerleyemiyorum ya hani. Peki ben babama nasıl davranıyorum şu an?
Ulaşılamaz. Ben her şeyi yalnız başıma hallettim ve güçlüyüm ya, babamla arama
öyle bir görünmez bariyer koyuyorum ki “ben çok yüksek bir yerdeyim, sen buraya
kadar zıplayamazsın!” der gibiyim. Baba sevgisi alamadım diye ağlıyorum ama
bugün alabileceğim sevgiyi almama en büyük engel benim. Evet, zamanında benim
beklediğim gibi davranmadı ama bugüne engel mi bu?
Bir çocukluk fotoğrafım var, Chucky gibi gülüyorum; bir şeye
çok katılarak gülersem hala o çocukluk fotoğrafımdaki mimiklerimle gülüyorum. Arkadaşlarıma
gülelim, şaka konusu olsun diye gösteririm yani öyle çirkin bir gülüş aslında.
Bu yazıyı yazmaya başlamadan önce babama mesaj attım: “Sana çok sinir bozucu
bir şey göndereceğim.” ve o fotoğrafı yolladım.
“Nesi sinir bozucu bunun, çok güzel gülüyorsun.”
ÇOK İÇSELLEŞTİRDİĞİNİZ
BİR KONUYU HİÇ ALAKASI OLMAYAN BİRİNE 10 DAKİKA İÇİNDE ANLATMANIZ GEREKSE
KARŞINIZDAKİ KİŞİNİN BU KONU İLE İLGİLİ YORUMU NE OLURDU?
Dünkü yazıda düğümlendiğim noktayı biliyorsunuz. Onaylanma
ihtiyacı duyduğumu defalarca tespit etmekten sıkılmıştım. Senede bir gün
görüştüğünüz ama samimiyeti su götürmez arkadaşlarımdan biriyle tesadüfen bir
telefon konuşması yapmam gerekti dün. Odağım düğümde olduğu için fırsat bu
fırsat, farklı bir bakış açısı edineyim diye anlattım. “Baba travmam var da
baba travmam var! Beni onaylamadı, arkamda durmadı, yanımda olmadı!!!” Arkadaşım
benim için üzüldü. “Anlıyorum, çocukluk çok önemli tabii, aileler bilmeden ne
kadar derin yaralar açıyor. Babanla geçmişteki güzel günlerinize odaklanmayı
denesen, belki onun da ruhu özgür kalamıyor sen o günlerde takılıp kaldığın
için. Ona teşekkür edip ruhunu özgürleştirdiğini düşünsen. Sonuçta zamanı geri
döndüremeyiz, o günleri de babanı da sevgiyle yad etmeyi öğrensen.”
Niye yad ediyorum ya babamı?
Arkadaşım babamı ölmüş zannetmiş!
Babam ölmüş de ben artık onunla hesaplaşamayacağım için konu
kilit oldu diye anlamış. Benim babam iki sokak arkada oturuyor. Sağlıklı da bir
adam, mesaj falan atıyor yani Whatsapp’tan. Az biraz bencildir ama öyle
evlerden ırak, beter bir herif değildir. O da çocukluk travmaları yüzünden bana
yaşattıklarını yaşamak zorunda kalmış hatta. Bile isteye yaşatmadı ki bana
bunları.
Adam beni
çocukluğumda alkışlamadı belki ama benim bugünkü başarılarımdan gurur duyup
duymadığını söylemesine de ben hiç fırsat vermedim. Aramızda bir görünmez
duvar, burun desen kaf dağında. Ben çok derinlerde babasının onayını alamamış
kıza o kadar uzun süre baktım ki babamın bana bugün vermeye çalıştığı sevgiyi
göremez oldum.
Dün uzun yazamadım kusura bakma ama şimdi sana dün tavsiye ettiğim Tüten’in kitabını yeniden tavsiye ediyorum, hatta ig hesabını falan da. Bu türdeki sıkıntılarını çözümlemede ve gidermede çok iyi gelecek
YanıtlaSilListeye aldım, çok teşekkürler.
SilSanki beni anlatmışınız yani travma ve sevgisizlik kısmı. Ben senelerdir babamla görüşmedim. Kanlı bıçaklı değildik ama yabancı iki insandık. Ne sarıldığını bilirim ne kızım,canım dediğini. Sonra Martta kaybettim onu. Evet cenazesinde ağladım,yaşayamadıklarıma,baba kız olamayışımıza,çocukluğuma ağladım. Hayatta ve cenazede unutulmuş olmama ağladım. Ay seni cenazede unuttuk diyenler oldu. Diğer taraftan annem... Hala yabancı,hala düşman bana. Deponun en kirli çekmecesi bu. Kendi yazımda da paylaşırım bir ara. Babamla hala görüşmüyoruz sanki,ölmemiş ama ölmüş. Hayattayken de ölüydü. Tavsiye veremiyorum,herkes kendi yaşadığını bilir. Unutulmuyor ve yerine konmuyor onu bilirim. Ne baba koruyuculuğu,ne anne şevkati. Hayatım hala bomboş ve yalnız geçiyor. Keşke en büyük zorluğumuz eşya atmak olsa,bu travmaları hangi çöplüğe atıyorduk???
YanıtlaSilEşya azaltmak da bu duygularla yüzleşmenin önemli bir aşaması sanırım. Maddi yüklerden arındıktan sonra manevi yükleri taşımanın yersizliği ile mi yüzleşiliyor, nasıl işliyor sistemi bilmiyorum ama sıra buraya da geliyor. Hepimize ve ailelerimize şifa diliyorum.
SilNe denir ki? Olmamış gibi davranamıyorsak şayet yasını tutmayı denesek? Anne baba travması ile büyümüş bir yetişkin olarak şimdi tüm o odaklanamama orada olamama hikeyelerimin tümü bu konulara ait. Bu ara Alice Miller Yetenekli Çocuğun Dramı okuyorum tam olarak beni, bizi anlatıyor. Beden Asla Yalan Söylemezi de methediyorlar ve Olgunlaşmamış Ebeveynlerin Yetişkin Çocuklarını da... sanırım burada kilit çok mutlu !??? çocukluk anılarından sıyrılıp ne yaşadıysak yasını tutmak. Annemi neredeyse 10 gündür aramıyorum. Yerlerdeyim. Beni Çocuğum için görmeye katlanıyormuş. Oysa ki beni sevsin diye ben hep iyi çocuk oldum :(
YanıtlaSilÖnerdiğiniz kitapları inceleyeceğim. Her ilişkinin dinamiği farklı tabii ama ben hala şansım varken babamla ilişkimi şifalandırmayı deneyeceğim. Size ve ailenize de en iyisini, en şifalısını diliyorum.
SilBen kendi ailemi değil de kızımla ilişkimi düşündüm bu yazıda.. Zaten senin yazdığın değil, bizim yazıyı okurken anladığımız.. Konu hep o..
YanıtlaSilFakat ben de okurken babanın vefat ettiğini sandım ilk paragrafta, Allah ömür versin ama arkadaşının dediği çok doğru, önünüzde zaman var, daha son sayfası yazılmamış bir roman bu hayat. Değişime inanıyorum, çok zor ama gerçekten istendiğinde başarılıyor. Ama o kutuları açmaya cesaretin var mı işte sorun o çünkü babandan çok kendini göreceksin..
Ya pardon bu arada asıl yazmak istediğim yorumu unutmuşum :D Diyecektim ki, o arkadaşın baya bilge bir insan lütfen onu sıkı tut ve bırakma. Keşke benim arkadaşım olsa yani (bi teklif etsene :D)
SilArkadaşımı size de yönlendiriyorum:)
SilYa hani bir laf var:"Allah yaşatmayacağı şeyin hayalini kurdurmazmış." diye. Hayal edebildiysem, niyet edebildiysem kutuları açmaya da cesaret edebileceğime inanıyorum.
Hepimizin ailesine sonsuz şifalar...