Yazıları sade - kısa tutmak istiyorum artık. Günlük daha sık ve güncel notlar tutabilmek için... Hadi işalağ!
Şu son günlerime damga vuran 'hayatı basitleştirmek' formülü, baya hoşuma gitti. Bir duysan 'ay bu yüzden mi hayatın karışmıştı' diyeceğin bir sürü şeyi, daha yeni yeni 'halledilir' hale getiriyorum. Bunlardan zaman zaman bahsederim, çünkü hallolan şeyler aslında çok minik adımlar eşliğinde halloluyor. Örneğin, şu gelişmesini beklediğim İngilizce. Aslında iyi durumda dilim. Fakat nasıl derler, ben İngilizce şakalar yapmak, usta kalıplar kullanmak ve hatta rahat akıcı çeviriler yapmak istiyorum. Bunu birden başarmak? Eğer ansızın kendimi ana dili İngilizce olan bir ülkenin topraklarında kesintisiz 6 ay yaşamak suretiyle bulmadıysam, biraz zor görünüyor. Ama minik adımlarla geleceğim bir yer olacağı garanti. İngilizcemi nasıl gıdıklıyorum, ayrı bir yazı konusu olsun.
Ben bugün, depolarımı eritirken nerelerde çuvallıyorum, ondan bahsedeyim.
Gizli bir zevk alıyorum bundan. Uykusuzken, yaşamayı seviyor muyum, neyim? Fakat bu enerjisizlikle, depo boşalmaz sayın kendim. O uyku bana lazım.
12. güne gelene kadar çuvalladığım diğer konular:
- Düzenli yazmak
- Yeni kazanç mecraları bulmak
- Youtube kanalı açma girişimi
Bu konularda henüz bir faaliyete geçemedim. Hatta komik ama, bana bu amaçla yeni laptop aldık. Bu ay 3. taksitini ödediğimiz, baya hızlı bir makine kendisi, çok efendi. Hala yeni makineye taşınamadığımı söylesem? Düzenli yazabilmem (şu an kullandığım makine baya ağır çünkü) ve yeni kazanç mecraları (mecra dediysek, benim evdeki dükkanı genişletmek, aynı iş aslında) için ihtiyacım olan iyi bir yatırım oldu kendisi. Fakat? Kutusunda, bekliyor dolapta.
Youtube kanalı da, şöyle; aslında kendi kişisel içeriklerimin olacağı öznel bir kanal değil bu. Çocuklara yönelik içerik koyacağım ama önce bazı izinler almam gerekiyor. İşte o aşamalarda takıldım.
Çünkü diğer tüm maddelerim, yani depomdaki kallavi ürünlerim; minik minik adımlarla eriyen şeyler. Bu maddeler için ise, bir günümü ayırmam ve hemen saatler içerisinde bitirmem lazım. Nedense bi 'hadi başla' düğmeme basamadım. Buralarda çuvalladım. Uyku konusunda ise, neyin peşindeyim gerçekten bilmiyorum. Yine bir şeyleri erteliyor muyum acaba? Kıllandım şimdi.
Neyse, ben bu hafta bu başlıklar üzerine düşüneyim ve harekete geçeyim. Ne demiş bir ünlü düşünürümüz 'çok konuşma da kak yap gız'
Yine yazıyı kısa tutamadım. Sadeliğin bu kadarı :D
aynı "başla butonu" eksikliğini hissediyorum, kalem kağıt alıp geçirdiğim günlere bir bakmam gerekli. yoksa kendi kendime bir plesabo mu yarattım? hafifliyorum diyorum ama hiç bir şey yapmıyor muyum? - ay bende bir panik havası :)
YanıtlaSilAslında bununla ilgili bir yazı yazmayı düşünüyordum daha yazamadım, biz yapmayı planladığımız işi bütünüyle gerçekçi düşünme konusunda biraz zayıfız galiba. Benim için de benzer birsey oldu ama onu yazıma saklayayım, senin örneğinden itibaren anlatacak olursam bilgisayardaki işlerinin planlamasını yaparken buna bilgisayarın açılması kurulması işte programlarım yüklenmesi vs gibi angarya işleri işten saymayıp onlara zaman çizelgemizde yer ayırmıyoruz. Oysa ciddi zaman yiyorlar. İşi planlarken bunları da katınca gerçekten tıkır tıkır ilerleyecek
YanıtlaSil