Merhaba Depocular :)
Benim hedefim bu yıl sonuna kadar bir roman yazmak. Ortaya vasat ötesi bir şey çıkabilir, benden ve 2-3 yakın arkadaşımdan başka kimse okumayabilir. Öff bu ne ya, saçma sapan bi şey oldu deyip bir köşeye atabilirim ama bunu yapmak istiyorum. Bunu yapmak istediğimi çok uzun yıllardır biliyorum. 40-50 sayfa yazıp bıraktığım üç taslak var.
Benim sıkıntım hikayenin sonunu bağlayamamak. Ana durakları belirleyememek. Çarpıcı olaylar bulamamak. Daha çok bir durum öyküsü olacak . Hayat gibi işte. Yine de yolun sonunu göremediğim için adımlarımı korkakça atıyor, bir ileri iki geri yapıyorum .
En büyük çekincelerim:
1. Uyduruk bir şey ortaya çıkması ve ''Yıllardır hayal ettiğim eser bu muydu? '' deyip kendime acımak
2. İyi bir okur olmakla yetinmek zorunda olduğumu fark etmek
3. Rezil olmak (Öncelikle size)
Peki burada ne yapacağım: Gün aşırı yazıp projenin ne durumda olduğunu rapor edeceğim. Hedefim her gün en az 5 sayfa yazmak. Elle ve kurşun kalemle yazıyorum. Klavye bende tutukluk yapıyor. Silgi ile silebilmek çok iyi geliyor.
İyi bir finale nasıl gidilir? En beğendiğiniz romanlar hangileridir? Okuduktan sonra bunu tüm sevdiklerim okumalı dedikleriniz?
Benim ilk 10'um şöyle:
1. Kılıç Yarası Gibi- İsyan Günlerinde Aşk serisi (Ahmet Altan)
2. Unutma Dersleri ; Nermin Yıldırım
3. Coşkuyla Ölmek; Şule Gürbüz
4. Masumiyet Müzesi; Orhan Pamuk
5. Yalnız Kadınlar Sokağı; Maeve Binchy
6. İki Yeşil Susamuru ; Buket Uzuner
7. İza'nın Şarkısı; Magda Szabo
8. Bizim Büyük Çaresizliğimiz; Barış Bıçakçı
9. Cihan Aktaş ve Fürüzan Öyküleri ; Atmosfer oluşturma ve kadın odaklı olmaları açısından çok faydalı olabilir.
10. Divan ; Irvin Yalom
Çarşamba günü görüşmek üzere.
Merhaba Elif! Benim de hedeflerimden en önemlisi roman yazmak. O yüzden bir yandaş bulmuş gibi hissettim postunu okuyunca, sevindim.
YanıtlaSilSana naçizane önerim sonunu bilmeden sakın tek kelime bile yazma! Nereye varacağını bilmeden yola çıkmak gibi.
Durum öyküsünün ne olduğunu biraz açabilir misin?
Çekincelere gelince, ilk romanın bir şaheser olması imkansız değil ama ilkinin en kötüsü olması da var. İlk yapılan her şeyde olduğu gibi. Yine de onu yapmadan ikinciye ve üçüncüye geçemiyoruz. O yüzden rezil olmak diye bir şey yok bence.
Roman yazma tekniği konusundan yazılmış çokça kitap ve makale var. Onlardan da yararlanabilirsin. Bir de kurslar atölyeler var. Örneğin şu anda Beliz Güçbilmez'in Tersine mühendislik atölyeleri var. Ben birincisine katılmıştım baharda, çok sevmiştim. Şu an ikincisinin ortalarındayız. Kaçırmış gibi düşünme. Tekrarlanıyor yıl içinde.
Bugün ben de romana el atayım diyordum. Bakalım bugüne kadar aldığım notlarımı adam edebilecek miyim.
Merhaba, benzer hedefler okuduğumda veya çeşitli sohbetlerde duyduğumda şaşırdığım bir şey, roman yazma hedefi. Bu noktada samimiyetle sormak istiyorum, roman yazmak neden ve nasıl bir hedef olabilir? Şöyle ki, sanatsal tüm üretimlerin özünde bir şey anlatma olduğuna inanıyorum. Yani insanın bir derdi, bir meselesi, anlatmak istediği bir "hikayesi" olduğunda bunu romanla, yazıyla, müzikle, resimle, heykelle, fotoğrafla... veya herhangi bir formda aktarabilir. Anlatmak istemek, kişinin bir derdi olması, üretim sürecinin hazıı gibi noktaları çok iyi anlıyorum. Ancak bir türde eser verilmesinin amaçlanıyor olmasını anlamakta epeyce sınırlı kalıyorum. Türler, amaç değil, araç olabilirmiş gibi geliyor bana... Salt bir tür özelinde bir hedefe kilitlenmek, sanatın ya da üretmenin önüne geçip meseleyi öz'ünden uzaklaştırmış olmaz mı?
YanıtlaSilBen de benzer düşünüyordum ama yaratıcılık emek gerektiren birşey aslında. Anlatacak hikayesi olan bile defalarca yazıp çiziyor. Kimisi belki daha kabiliyetli az zamanda başarıyor kimi daha çok.
SilGelişmeleri merakla bekliyorum Elif
Roman yazmak bir sanat aracı olabilir fakat insanlar o sanat aracı ile yıllar boyunca haşır neşir olmaktan, aracın yazarına öykünebilirler, o öykünme de bir kısım insanda "ben de bir gün bir roman yazacağım" gibi bir fikre dönüşebilir. Bence bugün okuduğumuz çoğu kitap da böyle ortaya çıkmıştır. Ayrıca, roman sanat dalları içinde en maliyetsiz en ucuz araç olmasıyla da diğer türlerin önüne geçer. Film çekmek isteseniz, ki ben çok istedim, çok yüksek bedelleri var, şarkı yazmak isteseniz, ki ben onu da istedim, bestesi için çok ciddi müzik bilgisi gerek, heykel yapmak isteseniz, hem anlatımınız daha kısıtlı hem de heykel fiziksel olarak yer kaplayan malzeme isteyen filan bir şey. Onu da denedim ayrıca, sarmadı diğerleri kadar. Resim de benzer. Fotoğraf bugünlerde herkesin cebinde. Herkesin cebinde olmadan ona da öykünmüştüm. Yani roman yazmak amacı böyle bir şey. Diğerlerini denemediğimiz anlamına gelmiyor. Fakat denemememiş bile olsak, bir roman yazarına öykünmekte bir sakınca görmüyorum ben.
SilSanat; toplum için midir, sanat için midir.. Yoksa kendin için midir.. Bu nokta, dönüp dolaşıp geldiğimiz. Bol şans Elif!
SilJoe'ya katılıyorum. Bir de duyarız büyük yazarlardan.. Yazmak bir dürtü gibi girer kalbe. 'Şunu anlatacağım işte' demeden, bir rüzgar yaratır kişide. Onu takip etmek bence roman yazmanın temel duygusu. Bir şeyi anlatmak için 'bir amaç için' yazılacak başka çok şey var. Fakat roman daha farklı.
Silİlk romanın şaheser olacak diye bir şey yok. Hiç çekinme yaz ve bitir. Sonra yeniden başla. Sonra yeniden. En sonunda kitabının yayınlandığını burada yazarsın. Biz de seni tebrik ederiz 😀
YanıtlaSilElif, harika bir fikir, merakla bekliyorum.
YanıtlaSil