Kahve: Geri Sayım, 40 Gün (Normal Biri)


normal bir güne uyanmak

Depolarımdaki en heybetli ürünüm stoklarda kalmadı artık gomşular. Sporun düzenlisi, baya baya oluyor gibi. Bu konuda son 5 yılın ilk istikrarlı aşaması. Şimdi detaylar:

Önceki yazımda bahsettiğim gibi, kendime skorlar koymadığım için, sporu stresli bir uğraş olmaktan çıkarmıştım. İyileştirme tedavisi dedikleri türden bir spor, yani pilates + yoga ile ufak ufak girişler yaptım. İlk günlerde 10 dakika sürdürmek bile benim için meseleydi. Şimdi 45 dakikalık egzersizleri hakkıyla yapabiliyorum. Bu hafta egzersizlerime ağırlık çalışması da ekledim. Fakat hepsi bebek adımları.

Çünkü:

Bendeki hamlık sorunu, herhangi bir 35 yaş hamlığı değildi. 75 yaşla kapışır haldeydi. Fizik tedavi uzmanının yorumuyla arka bacak kaslarım aşırı kısalmış. Bunu dediğinde geçen seneydi. Kaslarım için bir şey yapabilir hale gelmek için, önce enerjimin olması gerekiyordu. Yoktu, dostlar. Boynum haftanın 3-4 günü tutuluyordu. Halim yoktu, dostlar. Bel ağrılarım -50 kilo oluşuma rağmen- bitmiyordu. Düzeltecek gücüm yoktu. Fibromiyalji ağrılarım vardı. Bedenimdeki tüm kaslar, çenedekiler bile morarmış, darp almış gibi her gün ağrıyordu. Bazılarınız bilir, bir süre çareyi doktorlarda aradım. Tahlil ve incelemelerde çıkan hiçbir şey yoktu (basit bir boyun düzleşmesi ve düşük demir dışında)

Neyse, spor yapmam gerekiyordu biliyordum. Ama yapacak ENERJİM YOKTU. Depolar projesi her şey karışmışken içimde bazı yıldızları parlattı.

Düzene soktum. Önce en baştan başladım. Yeniden beslenmemi düzenledim (önceden de yapmıştım, hatırlayan vardır) İşlenmiş ürünler, basit karbonhidratlar, şekerli gıdaları kovdum. Uzun süre öyle devam etti. İyi geldi evet ama nasıl derler, yine o enerji yoktu işte. Sonra bir de fasting'i ekledim bu sürece (vücudu belli sürelerde aç bırakarak, büyüme hormonunu aktive etmek ve enerji yükseltmek).. Arkasından bir canlanma geldi. Üzerine daha da ileri giderek, meyve şekeri, süt ürünleri, bakliyat ve tahılı da çıkardım. İşte orada ipler koptu. Bana bir pehlivan gücü geldi.

Ardından düşük demir depolarımın sandığımdan da ciddi seviyede olduğunu öğrendim. 150 olması gereken bir değer bende 7 imiş. Daha eski testleri incelediğinde de aynı sonucu gördü. Yani ta geçen seneden beri vücudumun çırpınışı bundan olabilirmiş. O halsizlikler, o kas ağrıları... İvedilikle demir tedavisine de başladım. Fasting olayını sürekli yapmıyorum artık, ancak arada yapmak isterim, güzel katkıları olduğuna inanıyorum bedenimize. Meyve ve bakliyata geri döndüm, tahıl çok nadir.

Tüm bunlardan sonra nasılım?

- Spor yapabiliyorum, yaptıkça yapasım geliyor, daha dayanıklıyım fark ediyorum.
- Nefesim açıldı
- Kas ağrılarım yüzde 80 bitti, kalanlar sadece bacaktaki arka kaslarda. Onların da sonunu getiricem, bekle beni.
- Cildim gaza geldi, parladı.
- Libidoda yüzde 100 artış, cinselliğimle büsbütün kucaklaşma- tıpkı sezaryenden önceki gibi.
- Organize etme başarısı, odaklanmada artış.
- Kendime hoşgörü, torpil ve kıyak.

Bunları geçen seneki iyileştirme beslenmesi yaptığımda da yaşamıştım (glütensiz) Ama şimdiki farkı şu, daha bilinçliyim ve bütünsel görüyorum mevzuyu. Sadece beslenmeyle olmaz. Spor, doğru takviyeler ve psikolojik olarak gevşeyerek kökten iyileştiğimi hissediyorum. Sanki kökünü kazıyorum mevzunun. Düşünsel sıçrama yaşadım adeta (bunun sebebi tek başına bir tanecik şey olamaz) Geceleri uyanıp kara kara düşünmelerim bitti. Kaygılı kurgular aklıma gelmiyor. Ellerim hep soğuktu, artık çay bardağı tutmadan da eller sıcak :D Akıntılarım bitti. Unutkanlık azaldı. 

Tüm bunlar bu projeye başladığımda hayatımda değiştirdiğim minik başlıklar sayesinde oldu. Ve ilginç olan, içimde sıkıntı haline gelen tüm ertelemeler, soyutlamalar, düşünce bozuklukları fiziksel olarak güçlendikçe, kayboluyor hissediyorum dostlar. 

Herkesin karanlığa düşmüş sorunu farklı yerdedir. Benim izlediğim bu yol, en azından beni olmam gereken 'sağlıklı yetişkin' merkezine yaklaştırdı. Bundan sonrası, tamamen bana kalmış bence. Kendimi 'normal' hissediyorum. Uzun zamandır böyle hissetmiyordum. Sadece 'normal' hissedebilmek, buna ihtiyacım vardı. Kadın gibi hissetmek. Normal bir kadın gibi. Anne olmak. Normal bir anne. Normal uyanmak, normal uyumak, normal işemek, normal sevinmek, normal olarak sosyalleşmek. Henüz 100 gün dolmadı. Ve ilk haftalarda da hiçbir gıdım yol aldığım yoktu. Ne olduysa şu son günlerde oldu. Çok ağır, çok yavaş, çok zor ilerledim açıkçası. Geldiğim yer de çok matah değil; olabilecek en basit yer: Sıradanlık ve normalliğin naif mutluluğu.

İngilizce ilerletmekmiş, uzaya çıkmakmış. Hangi normalin yapamayacağı şey ki bunlar? Yeter ki normal hissedelim. Az, öz, sade, dengeli yaşayalım. 

İyi uyuyabildiğim, sevdiklerimin yanında bütün olabildiğim, afiyetle iyi gıda yiyebildiğim, hareket edebildiğim ve hatta rahat kaka yapabildiğim için (:D) kendime teşekkür ederim. Bu emeğe ve çabaya değerdi.

Eee, ben şimdi bu normallikle, yenilenmiş şekilde, başka ne normal (ve güzel) şeyler yapsam acaba? Normal olarak çok heyecanlıyım bundan sonrası için.

Rica notu: Elbette herkesin görüşü, yorumu benim için çok değerli. Fakat şu sağlıklı beslenme konusu, dikkat ediyorum- siyasi meseleler gibi çok cepheli bir tartışmaya dönmüş durumda. Herkes birbirinin yediğine bok atıyor. Hatta sağlıklı beslenmeye direkt bok atan var. Ben kendi naçizane kişisel çözümlerimi yazdım. Olumlu sonuç da aldım. O yüzden bu konuda yazının genel bütünlüğünü ve ana fikri geride bırakacak yorumlar olmazsa çok aşırı sevinirim.
Share:

9 yorum:

  1. Okurken içim açıldı resmen! :) Vallahi... Helal olsun sana... Ben de hep bir düzen tutturmaya çalışıyorum ama bir yerden tutarken diğer taraftan bırakıyorum galiba... Bakalım, bir yolunu bulacağım. Bu arada fasting'i nasıl yapıyorsun? 15 saat ve iki öğün gibi mi? Yoksa başka bir düzenin var mı? Ben de 12'ye kadar kahveyle idare etmeye başladım, bayağı iyi geldi ya, sevdim bu olayı. Biraz araştırıp daha bilinçli ilerlemek istiyorum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merve <3 Teşekkürler. Ben ufacık şeyler yapmakta ısrarcı olunca sonuç aldım. Ya gerçekten tüm planlarımı yapabilsem, heralde üst insan olurdum ehehe.

      Ben fasting yaparken baya erken kesiyordum. ama hayat tarzım uygun diye. en geç 17:30, ama ideal olan 17:00.. ertesi sabah 9'a kadar. toplam 16 saat. arada yaparım yine, senenin bazı ayları. şimdilerde çok popüler ama bu aslında çok eski bilgi. gevurlar buna 'dinner cancelling' diyordu bir zamanlar.

      he bir de günde 2 öğün değil, 3 öğün yiyordum. çünkü kilo vermemem lazımdı. kalori de saydım, kilo vermemek için.

      Sil
  2. Ya bence bu sağlıklı beslenmenin sonucu değil sadece, sen bir değişim sürecine girdin ve çok yönlü bir süreç bu. Ama tabii ki temiz yemek ve diyet değil sürdürülebilir sağlıklı beslenme bunu çok güzel motive etti bence de :) Helaaaaal devaaaam :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet yazıda pek vurgulu yazmamışım ama ayyynısını düşünüyorum. tek başına beslenmeyle olamaz. başka şeyler de atladım bu süreçte ben, düşünsel olarak.

      çoook sağol cereniko <3 asgari düzeyde istikrarlı bile olsa, hayat boyu bonus demek.

      Sil
  3. Yorgunluğunun bu derece olduğunu bilmiyordum. Gerçekten de Ceren’in dediği gibi aslında birçok şey birbiriyle bağlantılı. Ruhsal haller, bedensel sağlık, beslenme, spor, hepsi içiçe. Atatürk’ün ünlü sözü var, sağlam kafa sağlam vücutta bulunur diye. Yogaya başlayana kadar bu sözü tam anlamıyla anlamıyordum. Hep bir insanın asıl merkezi beyin, sonra beden gelir diye şartlanmışım. Fakat gördüm ki beden zihni müthiş etkiliyor, hem düşünsel olarak hem de ruhsal olarak. Atatürk bir kez daha doğru söylemiş meğerse.

    O zaman tekrar normal oluşunun Şeref’ine danslar başlasın 💃🏼💃🏼💃🏼

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet ya, domuz gibi dayanmışım. aslında yataktan bile çıkmasam yeriymiş. sanırım evde çocuk var diye, ekstra güç geliyor. o ferritin değerleriyle, nasıl yaşadım hayret.

      dediklerine katılıyorum ve ben bunları bilinçli sokmadım hayatıma GeCe. bu proje sayesinde kendimi zorladıkça, baktım değişim var. yoksa bana kalsa aklıma bile gelmezdi. minik adımlarla oldu, çok uzun sürdü sonuç almak. sosyalleşmek örneğin. onu bile kendime ödev koydum da ruhum renklendi.

      bazen biraz zorlamak lazım sanki.

      evet danslaaaar.

      Sil
  4. Selam :) bu 100 gün projeyi kişi kişi en baştan okuyorum. o kadar mutlu oldum ve enerjini, yaşadığın heyecanı içimde hissettim ki. bravo. kafaya koyup niyetlenmek, her şeye rağmen denemeye devam etmek sonuç vermiş. muhteşem.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ay çok teşekkür ederim. çok sevindim yoruma :D <3

      Sil
  5. -- YKS Geri Sayım --
    YGS – LYS olarak iki farklı zamanda yapılan sınavda köklü olmasa da özellikle sınav tarihleri ile ilgili bir değişim oldu ve sistem yerini TYT ve AYT’den oluşan YKS olarak değişti. Tabi sadece isim ve sınav tarihi değişiklikleri de olmadı. YKS Geri Sayım Sayacı‘nda da yer vereceğimiz bilgileri detaylı incelediğinizde birçok değişimden söz edebiliriz. YKS Geri Sayım

    YanıtlaSil