Küçük Joe: yarı yol raporu.

Sekiz hafta kalmış depoları boşaltmaya. Ben de rapor vermeye geldim. Çoktandır yazmıyordum. Aslında benim depolarla ilişkim mesafeli. Tam unuttum derken aşama geçiyorum. Hani böyle çalışmadan geçen öğrenci gibi.

Roman fena gitmiyor sanıyordum ki geçen raporu okudum. Hemen hemen aynı yerdeyim. Sadece  artık sayfa sayısına filan karar verdim taslak da olsa. İlk bölüm örneğin 4500 sözcük, 10 sayfa. Biraz kısa tuttum. Ama sayfa sayısına karar vermek romanın üstünde çok büyük kontrol elde etme hissi yaratıyor. Yolun neresinde olduğunu görebiliyorsun (en başındayım).

İş projesine gelince, az önce düşünüyordum, ben galiba istemiyorum o işi yapmak. Kitaplar alacaktım ama dipte bir isteksizlik seziyorum. Hala tam karar vermedim. Fakat kendime cayma hakkı veriyorum. Biliyorum ki iç sesimi dinlersem daha iyi bir yere varacağım.

Diğer yandan, yazı tek işim olsa diye düşündüm, beni tatmin etmez. Başka bir uğraşım daha olabilir. Böyle insanlarla haşır neşir olduğum fakat tüm zamanımı almayacak bir iş. Sosyal içerikli belki. Ama bisiklet gibi her gün koşa koşa gitmek isteyeceğim bir iş olmalı bu. Belki de depoların bitmesine sekiz hafta kala bunu ciddi bir şekilde ele alabilirim. Şimdiye kadar aklımda diğer iş vardı. Ama şimdi bu iş meselesi boşta kaldı. Üstüne düşünebilirim. Fakat spordan ve romandan sonra zamanım kalacak mı? Şu anda ev işleri ile beraber bütün zamanımı alıyorlar. Daha da ailevi sorumluluklarım yok artık son bir buçuk iki senedir olduğu gibi. Belki romandan sonra. Hmm?

Biraz dürttü beni bu rapor. Spor yapıyorum, ve buzdolabımda yemek var ve kirli sepetim boş ve mutluyum. Fakat biraz daha çaba gösterip biraz daha dolu günler yaşayabilirim sanki. Yoksa hiç dokunmasam mı?


Share:

1 yorum:

  1. ben olsam bir süre tadını çıkarabilirdim bu iyi giden ritmin.. işler zaten fazlasını istemeye başlayınca karışıyor. fakat durmak ne mümkün biz insangızlarına...

    YanıtlaSil