Öğrenen Anne %63

Hastalık. Bende büyük endişe yaratan bir.. kelime mi, konu mu, durum mu, sendrom mu, fenomen mi, tam ne diyeceğimi bile bilemedim. Şimdi bu konuda yazmak istiyorum çünkü depolarımda gereksiz yer tutuyor ya da tutması gerekenden daha büyük bir alan tutuyor, işlevsiz bir alan..

Hastalık kelimesini yazdım bir yana. Çizgi çektim. Yanına Kendi hastalığım. Çocukların hastalığı. Eşimin hastalığı. Ebeveynin hastalığı. Diğer kişilerin hastalığı yazdım. Çizgi çektim. İlk olarak kendiminkini ele aldım.

Kendi hastalığım, yanına aklıma gelen kelimeleri süzmeden direkt yazdım. Şöyle: Korku. Çaresizlik. Acı. Ağrı. Ağrıyı yönetememek. Yalnızlık. Teşhis işkencesi, yanlış teşhis, yanlış tedavi, doktor bilgisizliği ya da aşırı paranoyak ve deneyimsiz doktora düşmek. Tedavi sırasında ağrı ve acı çekmek. Tedavinin yan etkileri. Kalıcı hasar ve işlev kaybı olasılığı. Ölüm. Geriye birşey bırakamamak, boş geçmiş bir hayat. Çocuklarım için: Annesizlik.

Çocuklarımın hastalığı: Korku. Çaresizlik. Yönetememe. Onların acı çektiğini izlemek ve elimden birşey gelmemesi. Tanı konulamaması ya da yanlış tanı. Ateşi düşürememek ve ateş nedenli kalıcı hasarlar, işlev kayıpları. Ölüm. Bana verilen bir emanete, hediyeye sahip çıkamamak, bakamamak, koruyamamak. Evlatsızlık.
Veeee ikinci bir dal açıyorum: hastalık nedeniyle mızmızlık, rutin hayatımın sekteye uğraması. Zorlanma ve yalnızlık. Kendime zaman ayıramamak. Uyuyamamak. Yorgunluk. Bitkinlik. Psikolojimin bozulması. Sinirlilik, depresyon ve kendim gibi olamamak.

Eşimin hastalığı: Sinirlilik. Neden bu kadar büyüttüğünü anlamadığım için, kendini koruyamadığı ve buz gibi havada bisiklete bindiği ya da migreni tutacağını bile bile kırmızı şarap içtiği için, ben aynı derecede hasta olduğumda herşeyi yapmak zorunda olsam da o yan gelip yattığı için, beni çocuklarla tek başıma bıraktığı için sinirleniyorum! Ve korku: ya ciddi bişeyse, ya ölürse, ya beni yalnız bırakırsa.

Ailemin hastalığı: Korku. Uzakta olmanın verdiği yetememe, işe yarayamama hissi. Gerçekleri söylemiyorlar, bir şey saklıyorlar endişesi. Hastalık sürecinde yeterince yanlarında olamamak, ailemle ebeveynlerim arasında bölünmek, yönetememek.

Diğer kişilerin hastalığı: Endişe. Bana ya da çocuklara bulaştırma olasılıklarına karşı endişeli bir paranoya hali. Hasta oldukları halde etrafımda oldukları için sinirlilik.

Şimdi gelelim bir klinik psikolog olarak bunları çözümlemeye.. Gördüğünüz gibi; hastalık aynı ama duygular kişiye göre değişiyor. Kendim ve çocuklarım için korku ve endişe odaktayken, eşim için sinirlilik :) ailem için yetersizlik, diğerleri için ise tamamen bencillik hakim. Yine çocuklarım ve eşim için de bencillik baya yoğun. Ailem için ise gizli bir bencillik var çünkü onların acı çekmesi ve hastalığı üzerinden değil yine kendi üzerimden anlatmışım hislerimi.. Yani sorun: bencillik, endişe ve yetersizlik hissinde. Bunları depolardan boşaltmam lazım!

Aklıma şunlar geliyor:
1. Hastalığı süreç olarak kabul edebilmek. Başı, sonu var diyebilmek. sonu ölüm de olsa, bir sonu var. Süreci yönetebilmek için, sürecin sonsuz olmadığını belirlemek şart.
2. Hastalığın olumlu yönüne odaklanmak. Kanser mesela, kişiyi ve etrafındakileri inanılmaz bir gelişim sürecine tutan ve kişilik, yaşam anlamı, yaşam yönetimini bile değiştiren bir süreç ve bu değişim bir çok araştırma tarafından "olumlu" olarak saptanmış. Yani kanserin bile bir getirisi var (tabii hayatta kalırsan, ölürsen de en azından çevrendekiler hayatı sorgulamış oluyor, belki kendi hayatlarında değişiklikler yapıyor). Çocuk hastalıkları mesela, bağışıklık sistemini güçlendirmek için şart. Ve mesela hasta olup bakılmak insanlar arası ilişkileri güçlendiriyor, bir battaniye altında sıcacık yatıp dinlenmenin lüksü var, sıcak çaylar, mandalinalar, kimsenin senden bir şey yapmanı beklememesi.. Sevgi gösterileri var..
3. Ağrı yönetimi gerçekten her insanın üzerinde çalışması gereken bir konu bence. Özellikle 40 yaşımızdan itibaren bedenin yavaş yavaş inişe geçmesini kabullenme yetisi ve yaşlanmayla olumlu başa çıkma yöntemleri geliştirebilmek önemli.
4. Bencilliğin üstüne gitmek.. Yani bu dünyadaki yerinin başka herhangi bir canlıdan daha önde olmadığını, önemsizliğinin önemini anlamak, kabullenmek ve dünyanın sen olmasan da döneceğini anlamak. Ölüm ile barışmak.
5. Başkalarına bağımlı haldeyken, bağımsızlığı öğrenmek. Mesela eşime sinirleniyorum ama bu ona ne kadar bağımlı olduğumu da gösteriyor. Onun hastalığı beni zorluyor çünkü tek ebeveyn olmak zor. Ama başarıyorum. Başarılabiliyor. İnsan herşeyi tek başına yapabiliyor. Bunu görmek, kendine daha çok güvenebilmek, önemli.

Aklıma bunlar geldi.. Ama daha düşüneceğim..

Hamiş. Biri demeden ben diyeyim, koca yazıda "merhamet" yok ha.. Sıfır. yuh.
Hamiş 2. Bu arada ben güzel hasta bakarım, merhametli yumuşak sabırlı falanımdır, en azından dıştan ama içteki fırtınalar yoruyor beni..
Share:

8 yorum:

  1. hastalık günleri bende de 'olur ya normaldir böyle şeyler' klasmanına girebilmiş değil. girecek mi bilmiyorum çünkü bizim velet hasta oldu mu tam oluyor. hafif ateşli halleri ok ama boğaz ağrısı, halsizlik kırgınlık olduğunda, kafayı vurup yatmalı hale geliyor.

    yine de bir tutam rahatlık isterdim ya. en azından hasta çocuğu uykusunda yoklayıp durmıyım, rahat olayım :D

    şu sondaki şarap açma kısmında mutluluktan geberdim şuracıkta. bence çok güzel bir final.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pardon Kahve ya, yazıyı tekrar edit ettim :) Şarap kısmı gitti :)

      Sil
  2. Okurken aklıma şu geldi: iyi de bunlar olasılığı çok düşük ender görülen durumlar. Arkasından da senin doktor kızı oluşun. Onun arkasından da benim bir zamanlar gazetelerdeki her kaza-hastalık-felaket haberinden etkilenip hepsi benim de başıma bir bir gelecekmiş gibi bir beklenti ve korku ile yaşamam. (sonra sıyrıldım) Belki diye düşündüm gazetelerin benim üstümdeki etkisi Öğrenen Anne'nin ailesinde duyduğu hikayelerin etkisi ile eştir. Bunların hepsi tek bir kişinin başına gelemez. Yani tabii ki hayatta her şey olabilir, ama çok çok çok düşük bir olasılık. Başına gelirse bir çaresini düşünürsün.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başıma gelirse zaten ben değil diğerleri düşünsün :D

      Sil
  3. Bende hasta olmamak en iyisi diye düşündüğümden tedbirli olma adına bir sürü şey yapıyorum. Annemle kontrolleri için hastaneye gittiğimde yaşlı insanlara bakıp bakıp şöyle bir tez üretmiştim "bu insanlar sağlıkları için doğru olan şeyleri zamanında yapmadıkları için bugün böyle eziyet çekiyorlar. Sadece kendi acı çekmeleri de değil, ailelerine üzüntü oluyorlar" . çok mu bencilce düşünmüşüm. Kontrol sever biri olmakta depodan atılacaklar listesinde sanırım..

    YanıtlaSil
  4. kendime iyi bakarsam, hastalık korkularım tamamen bitiyor, yerine şu geliyor: e daha ne yapayım, bundan sonra bişi olsa da benlik değil valla. (resmen rahatlıyorum)


    ama kendime iyi bakmıyor, bana iyi gelmeyen şeyleri tüketiyorsam çok ağır ödetiyorum kendime ve aşırı baskıcıyım. sigarayı bırakabilme nedenim. o zaman devamlı meme minciriyor (kitle var mı), kakamın rengi değişse korkuyorum.



    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. demek ki senin üzerinde çalışman gereken konu; neden kendine bakma konusunda kendine bu kadar yükleniyorsun, geçmişte ya da bugün sana yeterli "bakım"ı kim vermedi/vermiyor? :D Dan diye. Al bakalım.

      Sil