(Şu yukarıdaki cümlenin üzerine bir öğle yemeği ve adaçayı + meyve saati geçti)
Bu haftaya bir öfke topu şeklinde başladım. Öfkem, mantıklı düşünce filtremden değil, ilkel mağaramdan gelen PMS arkadaşın gıdıklamasındandı. Pazartesi, salı, çarşamba böyle geçti. Ve bu sabah, yani perşembe itibariyle azat edildim (regl oldum) Öfkem eridi, hıncım söndü, kibrim korkak tavuğa döndü.
Fakat bu arada, bir de kavga yumurtlandı nur topu gibi. Saldıran taraf, koca kişisi. Saydıran taraf ben. Konu benim hayal kuruyor olmamdan çıktı.
Yazının buraya kadar olan kısmı aslında 'kahve' bloğunun konusu gibi dursa da, bundan sonraki kısım depolar bloğuna ait olduğunu kanıtlayacak. Bugün konuştuk, çözdük. Depolarımın önemli bir maddesi hakkında bu çarpışmaya ihtiyacım vardı belli ki. Önce kısa özet:
Dün benim için zorlu bir yazı bitirdim. Zorluydu ve üstesinden gelebildiğim için (müşteri beğendi) kendimi iyi hissettim. Regl öncesi olmanın mayışıklığı ile koltuğumda Volkan tarafından getirilen kahveyi içerken, hayal kurmaya başladım.
'Aslında ben yazarak daha çok kazanabilirim ya, ne güzel olur daha çok bu tip işler yapsam'
Volkan'dan domuz gibi cevap gecikmedi:
'Elinde her imkan var ama sen sadece koltuğa uzanmış hayal kuruyorsun, bir şey yaptığın yok'
Şimdi, dün bu konuda tartışırken aşırı sinirlendim, hatta kırıldım filan ama... Aslında kırgınlığım her zamanki gibi üslup. İçerik doğru aslında. Fakat depolar bloğunun konusu gereği, üslubu konuşmayacağım burada. Volkan'ın kendi denyo tarzıyla, benimle ilgili yaptığı bu analiz belki bizi başta kavgaya itse bile (PMS faktörünü de unutmayarak) bu sabah bazı gerçeklere ulaştık.
Depomda da bulunan o madde, yani 'yeni kazanç mecraları bulmak' konusunda neden hiçbir şey yapmıyordum? Volkan'ın sorusuna, fark etmeden şu cevabı verdim:
'İşleri yapma kısmı zevkli, ben işin bana gelme kısmını yapamıyorum, avcılık işini beceremiyorum'
'Heh işte, demek ki sen müşteri bulmakta zorlanıyorsun. Takıldığın kısım bu'
'Ee.. mm.. evet aslında'
'O zaman oturup onu planlaman lazım ya da beni görevlendir, ben senin için yeni firmalar bulayım'
'Hayır öyle istemem'
Aylardır, yani Eylül'den beri ajandama 'yeni mecra, başka firmalar, kazanç artır' gibi emirleri buyururken, 3 ayı nasıl da geçtik ve ben nasıl da bu konuda hiçbir şey yapmadım? Bilmiyorum, zaman aktı, saniyeler içinde aylar geçti. Volkan haklıydı. Sadece benim zayıf bir anımda, itici bir üslup seçmişti.
Yine de bana yardımcı olacakmış. En azından ben yöntem belirlerken, dinleyici olacak. Yarın salondaki masada toplantı yapıcaz ve ben nasıl daha kolay avcılık yapabilirim, ya da işin satış pazarlama kısmından nefret ediyorsam, farklı ne deneyebilirim onları konuşucaz.
Hedefim, basit. 2 firma daha eklemek iş listeme. Çok yüklenmek istemiyorum başlangıçta kendime.
Freelance bağlantılarımın hiçbirini ben bulmadım. Şansıma, hepsi beni kendi buldu. Bir telefon çaldı ve iş teklif edildi. Madem amacım firma sayımı artırmak ve madem avcılık yapamıyorum. O halde bir yolu olmalı değil mi?
Bakalım neler olacak? En azından 3 aydır gömdüğüm bu konunun, hoşuma gitmeyen bir biçimde olsa da gündemime girmesi iyi oldu. Madem yaptığım işi seviyorum, daha fazla yapmak istiyorum, o halde basit engelleri inceleyelim.